1.GİRİŞ Yirmibirinci yüzyılda bilgi kavramı değişen anlam ve içeriği ile karşımıza çıkmaktadır.Yeni gelişen teknolojiler değişen gereksinimler artan nüfus bilgiye olan gereksinimi bilgi kullanımını ve bilgi yönetimini ön plana çıkarmıştır.Bu eğilim tüm dünyada bilgi toplumuna geçiş olarak değerlendirilmektedir. Küreselleşmenin hayatımızı derin ve sarsıcı bir şekilde etkilediği günümüzde bilimsel araştırmalar sonucu elde edilen bilgiye bağlı olarak büyük bir teknolojik gelişme ve rekabet yaşanmaktadır.Bu teknolojilerden gerektiği şekilde ve amaca uygun olarak yararlanabilmek için bilgiye büyük bir gereksinim duyulmaktadır.İşletmelerde amaca yönelik olarak kullanılabilecek bilgilerin toplanması depolanması ve kullanıma sunulması ancak etkin ve verimli bir bilgi yönetimi ile sağlanabilecektir.Günümüzde işletmelerde karşılaşılan değişik sorunları çözmek amacıyla ve bilgileri etkin kullanmak için bilişim sistemleri oluşturulmuştur. Bu durum bilgi çağında bilginin etkin ve yaygın kullanımı sonucunu doğurmakta ve bilgi toplumu ile tüketicileri yakından etkilemektedir.Bu bağlamda bilgi çağında yeni ekonomi, e-ekonomi ya da bilgi ekonomisi de denilen yeni kavramlarla karşılaşılmaktadır.Bu bildiride bilgi çağında bilgi toplumu ve bilgi ekonomisi çeşitli yönleri ile ele alınıp değerlendirilmiştir. 2. BİLGİ TOPLUMUNUN TANIMI VE ÖNEMİ İnsanın bilgiye olan ihtiyacı insanlık tarihi kadar eski olup, günümüz bilgi çağında, bilgiye verilen önem her geçen gün artmaktadır. [1] İnsan belli teknolojilerin kullanımıyla, ilkel toplumdan tarım toplumuna geçmiştir. İlkel toplumda, doğanın verdiğiyle yetinen insan tarım toplumunda ekip-biçerek daha çok üretmeyi başarmıştır. Tarımsal üretimin ana girdisi toprak olmuştur. Sanayi toplumu döneminde, toprağın yerini sermaye malları yani makinalar ikame etmiştir. Mekanik düşünce ve bu teknolojinin ürünü olan makinalar sanayi toplumunun temel belirleyici unsuru olmuştur. Sanayi toplumunda zenginlik ve refah artışının kaynağı sermaye malları olmuştur. [2] Bilgi çağı, servet yaratmada bilginin öne geçtiği dönemi tanımlamak için kullanılan bir kavramdır. Böylece maddi sermayenin yerini zihinsel sermaye almıştır. Zihinsel sermayenin belli bir yere sınırlanmayan yapısı, bütün yönetim ve toplum ilişkilerini değiştirmiştir. [3] Bilgi çağını önceki dönemlerden ayıran beş temel özellik bulunmaktadır. Bunlar [4] : -Bilgi çağı bilgiye dayalı toplumun yükselişinden meydana gelmektedir. -Bilgi çağında işletmeler bilgi teknolojilerine dayalı olarak faaliyet gösterirler. -Bilgi çağında iş süreçleri verimlilik artışına dönüşmektedir. -Bilgi çağının başarısı bilgi teknolojilerinin kullanımında etkinlik ile ölçülmektedir. -Bilgi çağında pek çok ürün ve hizmet, bilgi teknolojileri ile iç içe geçmiş durumdadır. Bazı yazar ve düşünürler ile, gelecek bilimciler şu anda girmekte olduğumuz dönemi farklı şekillerde tanımlamışlardır. Bu yeni toplumsal yapıyı Daniel Bell ?Endüstri sonrası toplum? Peter F.Drucker ?bilgi toplumu?, Zbigniev Brzezinski ?Teknokratik çağ?, John Naisbitt ve Patrico Aburdane, ?büyük yönelimler çağı? ve Y.Masuda ise ?enformasyon toplumu? olarak nitelendirmişlerdir. Bilgi çağı ve bilgi toplumu ile ilgili değerlendirmelerde genellikle tarihsel süreç içinde belli özellikler taşıyan dönemleri, dalgalar itibarı ile nitelendirmelerden yararlanılmıştır. Bu anlamda, Kontradievin uzun dalga kuramından söz edilebilir. [5] Teknolojik dönüşümlerin ekonomik büyüme ve toplumsal dönüşüme etkileri konusuna ilk dikkati çeken Kontradiev?dir. Uzun dalga kuramına göre, sanayi devriminden günümüze kadar yaklaşık 50 yıllık dönemler itibariyle dört uzun dalga söz konusudur. Her bir dalganın kökenleri bir önceki dalga içinde bulunmaktadır. Bunlar 1770-1830 arası ?Erken Mekanizasyon?, 1830-1880 ?Buhargücü/Demiryolları?, 1880-1940 ?Elektrik ve Ağır Sanayi? ve 1940-1980 ?Kitle üretimi? dönemleridir. [6] Yaşadığımız bu dönem ise ?Beşinci Dalga? olarak adlandırılmaktadır. Sanayi toplumuna geçişin motoru olma işlevini buharlı makineler üstlenmiş buna karşın beşinci dalgayı ifade eden bilgi toplumuna geçişi de bilgi ve iletişim teknolojisi alanındaki gelişmeler ortaya çıkarmıştır. [7] Bu konuda diğer bir kuram ise Alvin Toffler tarafından yapılmıştır. Toffler bilgi toplumu ile düşüncelerini belirtirken toplumsal gelişmenin iki büyük değişim dalgası geçirdiğini ve bunlardan her birinin önceki kültürleri ve uygarlıkları yok edip yerine, yeni yaşam ve ekonomi modellerini getirdiğine dikkati çekmektedir. Birinci değişim dalgası olan Tarım Devriminin bin yılda ortaya çıktığını, ikinci dalga olan Sanayi Devriminin de üç yüzyılda ortaya çıktığını belirtmektedir. Toffler?e göre bu süreç devam ederken bir başka ve çok daha önemli bir süreç başlamıştır. 2. Dünya Savaşından sonraki on-onbeş yıl içinde sanayi dalgasının en yüksek düzeye ulaştığı sırada, henüz tam olarak anlaşılamamış olan üçüncü dalga başlamıştır. [8] Daniel Bell ve Alain Touraine, gelişmiş ülkelerin artık endüstri toplumunun özelliklerini taşımadığını belirtmişlerdir. Bell, sanayi ötesi toplumu profesyoneller mühendisler ve bilim adamlarından oluşan bir sınıfın ve ekonomik hizmetlerin yaygınlaşması şeklinde tanımlamaktadır [9] . Her ne kadar bilgi toplumunun yapı ve kurumları henüz oluşum ve şekillenme aşamasında ise de gelecekte alabileceği yapılaşma biçimleri bugünden kısmi olarak belirginleşmiştir. [10] Sanayi toplumu, ekonomiyi kıt kaynakların kullanımı ve dağıtımı ile ilgili bir bilim dalı olarak tanımlamaktadır. Şu an sürecini yaşamakta olduğumuz bilgi toplumunda bu tanım geçerliliğini kaybetmiştir. Çünkü temel stratejik kaynak haline gelen bilgi, kıt bir kaynak değildir. Bu nedenle bilgi kavramı için azalan verimler yasası geçerli değildir. Aksine artan bilgi birikimi ile artan verim yasası geçerli olmaktadır. Bilgi diğer üretim faktörleri olan sermaye ve toprak gibi birbirini tamamlayan bir üretim faktörü değil tersine onların yerine ikame edilebilen bir üretim faktörüdür. Bilgi diğer üretim faktörlerine göre çok daha akışkan bir özelliğe sahiptir. Günümüzde bilgi, fiber optik kablolarla ışık hızıyla taşınabilmektedir. Bilgi aynı zamanda paylaşılabilir ve bölünebilir özelliklere de sahiptir. [11] Sanayi toplumu ile bilgi toplumu çeşitli dinamikler göz önüne alınarak aşağıdaki çizelgedeki gibi ifade edilebilir: [12] Çizelge 1. Sanayi ve Bilgi Toplumlarının Karşılaştırılması. | Sanayi Toplumu | Bilgi Toplumu | Yenilikçi Teknoloji | Öz | Buhar Makinesi | Bilgisayar | Temel Fonksiyon | Fizik, emeğin ikamesi | Zihni emeğin ikamesi | Üretim Gücü | Maddi üretim gücü | Enformasyon üretme gücü | Sosyoekonomik Yapı | Ürünler | Faydalı Mallar ve hizm. | Enformasyon teknoloji bilgi | Üretim Merkezi | Modern Fabrika | Enformasyon hizmetleri, | Piyasa | Yeni dünya, sömürgeler, tüketici satın alma gücü | Bilgi sınırlarında ve enformasyon alanında artış | Lider Endüstriler | Bilgi sınırlarında ve enformasyon alanında artış | İmalat endüstrisi, mak. kim.end. | Endüstriyel Yapı | Entelektüel endüstriler, Bilgi, enformasyon end. | Matrix endüstriyel yapı ayrıca dördüncü end. | Ekonomik Yapı | Mal ekonomisi (İşbölü- mü,üretim ve tük.ayrımı) | Sinerjik enerji (ortak üretim ve aydalanma) | Sosyoekonomik Prensip | Fiyat prensibi | Amaç prensibi | Sosyoekonomik Özne | Teşebbüs | Gönüllü topluluklar | Toplum Şekli | Sınıflı toplum | Fonksiyonel toplum | Ulusal Hedef | Kaba ulusal hedef | Kaba ulusal tahmin | Hükümet Şekli | Parlamenter demokrasi | Katılımcı demokrasi | Sosyal Değişmede Güç Merkezleri | İşçi hareketleri grevler | Vatandaş hareketleri | Sosyal Problem | İşsizlik, savaş, faşizm | Terör,gelecek şoku, | En İleri Aşama | Kitle tüketimi | Yüksek kitle bilgi üretimi | Değerler | Etik değerler, Değer Ölçüleri | Maddi değerler, temel insan hakları, insancıllık | Zaman değeri; Self disiplin, sosyal katkı | Zamanın Ruhu | Rönesans (Bireyin özgürleşmesi) | Globalizm (insan ve doğa ortak yaşamı) |
Kaynak: Veysel Bozkurt, Enformasyon Toplumu ve Türkiye, s.43 Bilgi toplumunda, üretim sürecine katılan en temel kaynak insan bilgisi, diğer bir ifade ile organize bilgi olmaktadır. Ortaya çıkan bu değişimin doğal bir sonucu olarak, üretim sürecinde, enerji ve girdi değeri gibi etkenlerin öneminin giderek azalması söz konusu olmaktadır. Tüm bu gelişmeler bilgi toplumunun ana uğraşı alanı olan hizmet ve bilgi temelli sektörlere doğru daha fazla insan gücü katılmasına ve bu alanlara daha çok yatırım yapılmasına yol açmaktadır. [13] Sanayi toplumundan, bilgi toplumuna dönüşümün çok daha hızlı gerçekleşmesinin nedeni, yeni teknolojilerin gelişme hızı ile, insanların bu teknolojiye uyum esnekliğinin yüksekliğinden kaynaklanmaktadır. [14] Bilgi toplumuna yöneltilen niteliklerden biri, fiziki ve kültürel çevredeki değişim hızının, daha önceki dönemlere kıyasla görülmemiş ölçüde artmış olmasıdır. Bilgi toplumunu daha önceki toplumsal yapılardan ayıran bütün özellikleri, kısaca ve net olarak ifade etmek gerekirse, bu her alanda değişim hızının katlanarak artması şeklinde ifade edilebilir. [15] Yirminci yüzyılın son çeyrek dönemi, bilgi toplumunun başlangıç yıllarını oluşturmaktadır. Bu konuda kesin bir tarih vermek mümkün olmamakla birlikte, 1957 yılında ABD?de ilk defa olarak beyaz yakalı çalışanların sayısının mavi yakalıları geçmiş olması, kimi yazarlar tarafından bu tarihin bilgi toplumunun başlangıcı olarak kabulüne neden olmuştur. [16] 2.1. BİLGİ TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ Kurumları, işleyiş biçimleri ve normları ile ikinci dalga olarak adlandırılan sanayi toplumundan oldukça farklı niteliğe sahip olan bilgi toplumu yapısını belirleyen bir dizi özellikleri bünyesinde taşımaktadır. Bilgi sistemleri ve teknolojilerine dayalı olarak biçimlenmekte olan bilgi toplumu, sanayi toplumundan ciddi biçimde ayrışmakta, dönüşmekte ve yeni toplum biçimi olarak karşımıza çıkmaktadır. [17] Bilgi toplumunda, bilgi ve iletişim teknolojisinin yarattığı ortam içinde ekonomik faaliyet küreselleşme eğilimine girmiştir. İletişim sistemlerinin ülke sınırlarını küçültmesi, bölgesel gruplaşmalara dayalı bütünleşme eğilimlerini beraberinde getirmiştir. Küreselleşme sürecinde, girdilerin temini ve çıktıların pazarlanması için gündeme gelen piyasalar artık dünya çapında düşünülmektedir. Sanayi toplumunda fabrika üretimi, öncelikle ulusal sınırlar içindeki pazarlara yönelik ve onlara hitap ederken; bilgi toplumunda dünya standartları belirleyici konuma yükselmiştir. Sanayi toplumunda; tarım, sanayi ve hizmetler; birincil, ikincil ve üçüncül sektörler olarak gündeme gelirken; Masuda?ya göre ?bilgi-bağlantılı sanayiler?; sanayinin dikey yapılaşmasında dördüncü sektör olarak; yatay boyutta ise, eğitim, sağlık, konut ve benzer sanayilerde yerini almaktadır. [18] Sanayi toplumunda ?ekonomik yapı?; · Pazara yönelik mal üretimi için sermaye birikimi, · İşbölümüne dayalı üretimde uzmanlaşma, · Üretim ve tüketimin; ?fabrika? ve ?konut? olarak ayrılmış birimlerde gerçekleştirilmesi ve bu yüzden ?kuruluş? ve ?yerleşim yerlerinin? birbirinden ayrılması gibi unsurlarca belirlenmekteydi. Oysa ki, bilgi toplumunda bu yapı değişmektedir; · Maddi mallar yerine; bilgi kullanılarak ?bilginin üretimi? ön plana çıkmaktadır. · Bilişim teknolojisine dayalı olarak kullanıcının üretebildiği bilgi artmakta ve ?bilginin birikimi? sağlanmaktadır. · Birikmiş bilginin ?sinerjik etkisi?, bilgi üretimi ve bilgiden yararlanmayı daha da hızlandırmaktadır. · Sonuçta ekonomik yapı, sanayi toplumunun ?mübadele ekonomisinden?; bilgi toplumunun ?sinerjik ekonomisine? dönüşmektedir. Bilgi toplumunu belirleyen temel karakteristikleri şu şekilde özetlemek mümkündür: [19] 1.Ekonomik Yapıdaki Dönüşüm: Bilgi toplumundaki en büyük özellik mal üretiminden hizmet üretimine doğru bir yönelişin görülmesidir. Aslında hizmet sektörü zaten tüm ekonomilerde her zaman mevcuttur, ancak sanayi toplumunda hizmetlerin niteliği daha yerel ve mal üretimine yardımcı konumdadır. Sanayi sonrası toplumda ise eğitim, sağlık, sosyal hizmetler gibi insani hizmetler ve bilgisayar, sistem analizi, bilimsel ar-ge, gibi mesleki hizmetler yoğunluk kazanmaktadır. 2.Yükselen Yeni Sınıflar: Yeni toplumda insanların çalıştıkları yer değil aynı zamanda yaptıkları işlerin türü de değişmektedir. Sanayi toplumunda vasıflı işçiler çalışan sınıf içinde en kalabalık grubu oluşturmaktaydılar. Bilgi toplumunda ise, teknik ve profesyonel sınıf, yani P.Drucker tarafından ?bilgi işçisi? olarak nitelenen bilim adamları, teknisyenler, mühendisler, öğretmenler sayıca artmış ve toplumun kalbi konumuna yerleşmişlerdir. Buna bağlı olarak toplumda gücün yapısı da değişmiştir. Tarım toplumunda toprak sahipleri, sanayi toplumunda ise sermaye sahibi işverenler gücü ellerinde bulundurmaktaydılar. Oluşan yeni toplumda ise güç bilgi sınıfına ait olacaktır. 3.Bilginin Artan Rolü: Sanayi toplumu, malların üretimi için makine ve insanların koordinasyonuna dayanmaktaydı. Yeni toplum ise bilgi etrafında örgütlenmektedir. Sanayi uygarlığının öncü isimlerinden Bacon?ın yüzyıllar önce söylediği gibi ?bilgi güçtür?, ancak, bilgi toplumunda bilgi aynı zamanda toplumun temel eksenini de oluşturmaktadır. Buna göre, tarım toplumunda toprak ve işgücü, sanayi toplumunda sermaye merkezi bir öneme sahip iken,bilgi toplumunda bilgi stratejik bir kaynak haline gelmiştir. Çünkü, yeni toplumda teorik bilgiyi piyasada yeni ürün ve hizmetlere başarılı şekilde dönüştürenler ile eğitim ve ar-ge harcamalarına en çok yatırım yapan işletmeler ve toplumlar başarılı olacaktır. Eğer bir toplum bilgiyi üretir hale gelemezse, büyük harcamalarla ürettiği mal ve hizmetler kısa sürede demode olma riskiyle karşı karşıya kalacaktır. 4.Bilişim Teknolojisi: Sanayi toplumunun ortaya çıkmasında en önemli etken; buhar makinesi, elektrik, içten yanmalı motor gibi enerji teknolojilerinin bulunmasıdır. Bilişim teknolojilerinin ortaya çıkıp hızla gelişmesi de benzer bir etkiyi yeni oluşan toplumda oluşturmuştur. İletişim ve bilgisayar teknolojileri daha yetenekli işgücüne gereksinim doğurduğundan ve ulusal verimliliği artırma ve rekabetçi üstünlük elde etme yolunda daha yüksek değerlere sahip ürünler ortaya koyma yeteneğine sahip olduklarından iktisadi gelişme açısından en fazla önem verilmesi gereken alan bilişim teknolojileri olarak görülmektedir. Nitekim, ünlü strateji uzmanı M.Porter günümüzde bir işletmenin yönetilmesinde en temel faktör olarak bilişim teknolojisine işaret etmektedir. Zaten, bilgi toplumu kavramı da yeni teknolojilerin neden olduğu iktisadi ve sosyal değişimler anlamına gelmektedir. 3.BİLGİ EKONOMİSİNİN TANIMI VE ÖNEMİ Bilişim teknolojisindeki gelişmelerle birlikte, sanayi ekonomisi yerini bilgi ekonomisine bırakırken,ekonominin üçlü saç ayağı olarak nitelendirdiğimiz üretim, tüketim, dağıtım ilişkileri ve ekonomik yapının tümü, bilgi temeli üzerine yeniden yapılanmış ve bilgi rekabetin temel faktörü durumuna gelmiştir. [20] Yeni ekonominin dört temel özelliğinden söz etmek mümkündür; dijitalleşme (internet ekonomisini, yoğun olarak da elektronik ticareti bu kapsamda değerlendirmek mümkündür), araştırma geliştirme faaliyetlerinin artması, küreselleşme ve insan kaynakları profilinde yaşanan radikal değişim (kurumların insan kaynaklarına dayalı yeniden yapılanması). 1980?lerin ortasından itibaren uluslararası alanda yaşanan gelişmelerin günümüzde yorumlanması ?Yeni ekonomi? (new economy) denilen kavramın ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu kavram kimilerinin savunduğu gibi sanal bir olgu olmaktan çok uzaktır. Son on yılda dünya ekonomisi ve ABD ekonomisindeki gelişmelere bakıldığında, yeni ekonominin verimliliği, yeniden yapılanmaya yönelik baskıları, küresel niteliği, yol açtığı krizleri ile birlikte yeni ekonominin sistemi nasıl kökünden değiştirip sarstığı ortaya çıkmaktadır. Eski sektörler önemini, karlılığını, istihdam gücünü, üretim kapasitesini yavaş yavaş yitirirken, yeni sektörler çığ misali büyüyerek ekonomik büyümenin lokomotifi konumuna gelmektedir. Teknolojik gelişmeyle vücut bulan, büyük ölçüde dijitalleşmeye ve internete bağlı olan yeni ekonomi tıpkı dominant bir gen misali eski ekonomiyi, yani eski organizmayı kuşatıp yavaş yavaş yok etmektedir [21] . Bu anlamda hızlı bir değişim kavramı ile kuşatılan yeni iş dünyası sistemi ile karşılaşmaktayız.Bazen değişimin ve yeni fırsatların farkına varmamız çok uzun sürer. Ancak bilgiye sahipsek ve sahip olduğumuz bilgiden yeterince yararlanabiliyorsak, değişime hazır olabiliriz ve hatta onu kendimiz için bir fırsata çevirebiliriz. Organizasyonların bilgi sermayesi, yüksek değerli ürünlerin meydana getirilebilmesi için elde edilmiş bir stoktur. Bu stok ancak organizasyonel öğrenme ile akışkan hale gelebilir; çünkü akış, stoklanan bilginin organizasyon tarafından özümsenmesi ve benimsenmesini sağlar. Bunu sağlayacak kurum kültürü, yapısal yeterlilik ve güven ortamına sahip olmayan organizasyonlarda, bilgi stoğundan yeterince yararlanmak mümkün olmaz. [22] Günümüzde bilgi, ürettiğimiz, yaptığımız, sattığımız ve satın aldığımız şeylerin asıl bileşeni durumuna gelmiştir. Bu durumun doğal bir sonucu olarak, bilgi ekonomisinde, bilgiyi yönetmek ve entellektüel sermayeyi bulup geliştirmek, saklamak ve paylaşmak, bireylerin, işletmelerin ve ülkelerin en önemli ekonomik işlevi haline gelmiştir. [23] Yeni ekonomi, insana yapılan yatırımın getirisinin fiziki sermaye yatırımlarından daha yüksek olduğu bir döneme girdiğimizi de göstermektedir. Bireylerin, piyasada sahip oldukları bilginin değeri, giderek daha da önemli hale gelmektedir. Yeni ekonomi kavramının, özellikle son zamanlarda, ilgi odağı haline gelmesinin nedeni,bilgi teknolojilerindeki değişiklikler sonucu öğrenme süreçlerinin daha farklı alanlara ve boyutlara taşınmasıdır. Yeni ekonomi hakkında hemen hemen herkesin üzerinde anlaştığı gerçek ekonominin altyapısının elle tutulabilir mallardan çok, bilgi temelli ve daha çok hizmete benzeyen mallar üzerinde oturuyor olmasıdır. [24] 4.BİLGİ EKONOMİSİNİN ÖZELLİKLERİ Bilgi ekonomisinde işletmeler, sürekli devam eden bir verimlilik artırma, çevresel talebe tepki verebilme ile örgütsel değişimi gerçekleştirme uğraşısı içinde olacaklardır [25] . Bilgi ekonomisini diğer ekonomik sistemlerden ve sanayi ekonomisinden ayıran temel fark, bilginin ekonomik üretim faktörleri içinde, birincil önceliğe sahip olması ile bilgi teknolojileri yardımıyla, bilginin üretimindeki ve kullanımındaki artıştır. [26] Bilgi teknolojilerinin 1990?lı yılların ortalarında internet ve web temelli uygulamaların da yardımıyla, günümüz işletmelerinde yaygın kullanılmaya başlanması, örgütlerarası ve örgüt içi ilişki ve süreçler üzerinde köklü etkiler meydana getirmiş, bu durum işletmeleri değişen şartlara uyum sağlamaya zorlamıştır. [27] Bu değişim süreci, aynı zamanda dijitalleşme süreci olarak da değerlendirilmektedir. Çünkü bu dönem, bilginin aktarılmasında ve üretilmesinde, dijital teknolojilerin etkinlik kazandığı bir dönemi ifade etmektedir. Aslında dijitalleşme, verilerin sanal bir ortamda saklanmasını, aktarılmasını ve alınabilmesini ifade eden bir süreçtir. Böylece bilgisayarların arasında kurulan ağlar yolu ile dünyanın bir ucundan diğerine her türlü bilgi aktarılabilmektedir. [28] Dijital ekonomi ya da Tekonomi olarak da değerlendirilen bilgi ekonomisinin özellikleri Tapscott tarafından 12 madde olarak ifade edilmiştir [29] : 1.Yeni Ekonomi Bilgi Ekonomisidir : Bilişim teknolojileri bir ekonominin bilgi temelli olmasına imkan sağlamaktadır. Bilgi ekonomisinde bilginin yaratılması hem bilgi işçilerine hem de bilgi tüketicilerine yani insanlara aittir. Mal ve hizmetlerin içeriği müşteri fikirleri tarafından belirlenirken, bilişim teknolojisi mal ve hizmetlerin bir parçası haline gelecektir. 2.Yeni Ekonomi Dijital Bir Ekonomidir : Yeni ekonomide bilgiler tamamen 1 ve 0?dan oluşan veri formlarında iletilmektedir. Günümüzde her türlü bilgi, ses, yazı, görüntü, hareketli obje v.s bilgisayar ağları tarafından iletilmektedir. 3.Yeni Ekonomide Sanallaşma Önemli Rol Oynamaktadır : Bilginin analogdan dijitale dönüşmesi, fiziki varlıkların sanal hale gelmesine imkan vermektedir. Söz konusu sanallaşma ekonominin yapısını, kurumların türlerini ve aralarındaki ilişkileri, dolayısıyla ekonomik faaliyetin bizzat kendisini değiştirmektedir. 4.Yeni Ekonomi Moleküler Bir Ekonomidir: Eski büyük işletme yapıları ayrışmakta ve dinamik birey ve kurumların oluşturduğu ekonomik faaliyet temelli gruplar halinde yeniden ortaya çıkmaktadır. İşletmenin ortadan kalkması, yani kaybolması değil dönüşmesi söz konusudur. 5.Yeni Ekonomi Bir Ağ Ekonomisidir: Yeni ekonomi iletişim ağlarıyla bütünleşen bir ekonomidir. Analog hatlar yerine dijital iletişim ağlarının oluşması ve klasik ana bilgisayar sisteminden web tabanlı sisteme doğru gerçekleşen kayma iş dünyasında önemli dönüşümlere neden olmaktadır. Yeni teknoloji ve iletişim ağları küçük ölçekli işletmelere büyük ölçekli işletmelerin sahip olduğu ölçek ekonomileri ve kaynağa ulaşma gibi ana avantajlara sahip olma imkanı sunmaktadır. 6.Yeni Ekonomide Aracılar Büyük Ölçüde Ortadan Kalkacaktır: Özel ve kamu sektöründe bir çok kurum tüketicileriyle ağlar aracılığıyla doğrudan temas kuracaklar ve aracılarını büyük ölçüde elimine edeceklerdir. 7.Yeni Ekonominin Hakim Sektörü Üçlü Bir Oluşumdur: Sanayi ekonomisinde otomotiv anahtar sektör konumundayken, yeni ekonomide hakim ekonomik sektör diğer tüm sektörlerin refah yaratmasına giden yolu teşkil eden bilgisayar, iletişim ve eğlence sanayilerinin bütünleşmesiyle oluşan yeni medya sektörüdür 8.Yeni Ekonomi Yenilik Temelli Bir Ekonomidir: Yeni ekonominin ilkesi ?kendi ürününün modasını kendin geçir? olacaktır. Eğer yeni ve başarılı bir ürün geliştirilmiş ve piyasaya sürülmüşse, hedefin bu ürünün daha gelişmişinin ortaya çıkarılması ve ilk ürünün modasının geçirilmesi olması gerekir. 9.Yeni Ekonomide Üretici ve Tüketici Farkı Belirsizleşmektedir: Kitle üretiminin yerini büyük miktarlarda müşteri isteklerine göre üretimin almasıyla birlikte, üreticiler bireysel tüketicilerin zevk ve ihtiyaçlarına uygun özel mal ve hizmetler oluşturmak zorunda kalmışlardır. Yeni ekonomide tüketiciler fiilen üretim sürecine katkıda bulunabilmektedirler. 10.Yeni Ekonomi Bir Hız Ekonomisidir: Dijital veriler üzerine kurulmuş bir ekonomide, işletme başarısı ve iktisadi faaliyetler açısından hız anahtar bir değişkendir. 11.Yeni Ekonomi Küresel Bir Ekonomidir: İki kutuplu dünyanın ayrışmasından sonra, iktisadi duvarların önemli ölçüde ortadan kalktığı, dinamik, yeni ve değişken küresel bir çevre ortaya çıkmıştır. 12.Yeni Ekonomi Bazı Sosyal Problemleri Beraberinde Getirmiştir: Yeni bir ekonominin eşiğinde, güç, güvenlik, eşitlik, kalite, iş hayatı kalitesi ve demokratik sürecin geleceği gibi bir takım sorunları beraberinde getiren yeni bir politik ekonominin başladığı da görülmektedir. 5.TÜRKİYE?NİN BİLGİ TOPLUMUNA GEÇİŞ SÜRECİ Yakın geçmişinde hedefinin sanayi uygarlığından geçtiğine inanılan ?muasır medeniyetler? düzeyine çıkmayı, kendisinin başlıca amacı haline getirmiş bir ülke olarak Türkiye, son yıllarda temel hedeflerini yeniden gözden geçirmek durumuyla karşı karşıya bulunmaktadır. [30] Bilgi toplumuna geçiş sürecinde ,bilim ve teknoloji politikaları büyük önem taşımaktadır.Bu bağlamda Türk toplumunun sanayileşmeyi, ithal teknoloji ile ve bilişim teknolojilerini de ithal teknoloji ile kullandığı görülmektedir.Bu bağlamda Türk toplumunun teknoloji üretemeyişinin, yani teknolojik gecikmenin temelinde kültürel gecikme yatmaktadır. [31] Günümüzde, küresel rekabette, nasıl daha üstün olunabileceğine dair çok sayıda teori mevcuttur.Sözgelimi rekabette üstünlüğü bazıları, makro ekonomik fenomenlerle ,bazıları ucuz emekle,bazıları hükümet politikaları ile,bazıları da farklı yönetim uygulamaları ile açıklamaktadır.Bu yaklaşımlardan her biri Porter?in de vurguladığı şekilde birtakım ciddi eleştiriler almıştır. Ancak bilgi çağında rekabetçi bir sistem için önemi tartışmasız kabul edilen hususların başında insan kaynakları ve onun eğitimi gelmektedir.Bu nedenle eğitim,bilgi çağına geçiş sürecinde ülkemiz açısından da hayati bir önem taşımaktadır.OECD verilerine göre Türkiye?nin GSMH?nin oranı olarak eğitime ayırdığı pay yüzde 1.9 ile çok gerilerde yer almaktadır.GSMH?nin oranı olarak Japonya?da yüzde 3.8, ABD?de yüzde 5, Almanya?da yüzde 4.3, Yunanistan?da ise yüzde 2.6?dır. [32] Bilgi toplumunda insanların yaratıcılığı ve yenilikçiliği ön planda olacaktır.Günümüzde Türk toplum yapısı,bilgi toplumuna uyum sürecini yaşamaktadır.Bu anlamda ülkemize bilimsel düşünce, üretim,çalışma,rekabet ve başarı motivasyonlarının kazandırılmasıyla teknoloji üretmenin yolları açılabilecektir [33] . Türkiye mevcut sanayi yapısıyla bu sürecin oldukça gerilerinde kalmıştır.Mevcut sektörel yapısının da etkisiyle bilgi toplumuna geçiş sürecinde son derece önemli olan araştırma-geliştirmeye gereken önem verilmemektedir.Önümüzdeki dönemde sermaye gibi işgücü de giderek daha çok küreselleşme sürecine girecektir.Firmalar günümüzde nitelikli işgücünü gelişen bilgi ağlarının yardımıyla dünyanın bir başka noktasından kolayca elde edebilmektedirler.Bu durum ülkemiz açısından son derece önemli olmaktadır .Çünkü bilgi çağında en stratejik kaynak bilgi ve o bilgiyi üreten yüksek nitelikli işgücü olmaktadır.Ayrıca küreselleşen dünyada daha az merkeziyetçi ve esnek yapılı bir devlet sistemi uluslararası rekabette büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda e-devlet çalışmaları ülkemiz açısından hızlandırılmalıdır [34] Türkiye?de yenilikçi içeriğe sahip bilinçli bir strateji henüz geliştirilememiştir .Eğer ülkemiz bilgi toplumu olmayı istiyorsa bilişim devriminin gerçekleşmesini sağlayıcı yeni bir strateji oluşturup bu stratejinin uygulanması için yeni programları öncelikle uygulamaya koymalıdır.Gelişmiş ülkeler milli gelirlerinin yüzde 5-6 dolayında bir oranını bilişim harcamalarına ayırırken Türkiye?de binde 5-6 olan bu oran arttırılmalıdır.Ülkemizde bilim ve teknoloji politikasının yenilenmesine yepyeni bir anlayış, yeni bir dünya görüşü , yenilikçi kültür politikaları oluşturarak daha kapsamlı politikalar içinde konuya yaklaşılmalıdır.Mevcut araştırma kurumları ile üniversiteler yeni bir anlayış ve yaklaşımla çalışma ve başarıyı ödüllendiren rekabetçi ve yenilikçi eğitim,bilim ve kültür politikaları oluşturmalıdır.Ayrıca bu politikaları ekonomi politikaları ile bağdaştıran uyumlu stratejilerin geliştirilmesi gerekmektedir [35] 6. SONUÇ Sanayi toplumundan bilgi toplumuna dönüşümü yaşadığımız bu çağda bilişim teknolojilerinin giderek yaygınlaşmaları ve bilginin temel ve stratejik bir üretim faktörü olarak ekonomik sisteme dahil edilmesi, bilgiye verilen önemin artmasından kaynaklanmaktadır. 21.yüzyıla girdiğimiz bu dönemde bilgi teknolojisi alanındaki hızlı değişim bilginin önemini artırmıştır. Bilgi temelli dünya ekonomisini artık networkler (ağlar) yönlendirmektedir Yeni bilgilere hızla ulaşmak, onları depolamak ve en kısa zamanda uygulama alanına aktarabilmek günümüzde insan yaşamını çok çeşitli yönlerden etkilemeye başlamıştır. Görüldüğü gibi bilgi toplumu, hızlı bilgi artışına dayanan ve hayatın tüm alanlarını kapsayan değişmeleri ve gelişmeleri içermektedir. Bilgisayar teknolojisinin insan yaşamının her kademesine girmesiyle kullanım yönünden oldukça farklı alanlar ortaya çıkmıştır. Özellikle büyük işletmelerin elde ettikleri bilgileri daha iyi analiz ve kontrol etmek amacıyla, bilgisayar teknolojisine büyük miktarlarda yatırım yapmak istemeleri, bu yeni teknolojilerinin fayda-maliyet analizini zorunlu kılmaktadır. Günümüzde, işletmelerin daha etkili ve verimli çalışabilmesi için bilgisayarlardan yararlanmanın artık bir zorunluluk olduğu herkes tarafından kabul edilmektedir. Sonuç olarak Türkiye?nin 21. yüzyılda değişimi çok iyi bir şekilde kavrayıp, bu değişim olgusunun beraberinde getireceği fırsat ve tehditleri analiz ederek yeni yüzyılda dünyanın saygın bir üyesi olması için gerekli atılımları acilen yerine getirmesi gerekmektedir.Başta ekonomik yapılanma olmak üzere diğer kurumsal yapılanmalar da gelişen yeni ekonomi kapsamında ele alınıp buna göre gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. KAYNAKÇA: Akın Bahadır, ?2000 Yılına Doğru Bilgi Toplumu Üzerine Genel Bir Değerlendirme ve Bilgi Ekonomisinin Özellikleri?, Verimlilik Dergisi, 1999/1 Ankara Akın Bahadır, ?Dijital Ekonomide Bilişim Teknolojisi Kullanımının İş Ekosistemleri ve Örgüt Yapıları Üzerindeki Etkisi?, Bilişim 2000 Etkinlikleri, İnterpro Yay., İstanbul 6-9 Eylül 2000 Altıntaş Levent, ?Bilgi Yönetimi ve Değişim?, www.baltas-baltas.com/kaynakdergiyazi Belek İlker, Post-kapitalist Paradigmalar, Sorun Yayınları, İstanbul 1999 Bozkurt Veysel, Enformasyon Toplumu ve Türkiye, Sistem Yayıncılık, 1996 Çoban Hasan, Bilgi Toplumuna Planlı Geçiş, İnkilap Kitabevi, İstanbul, 1997 Ekin Nusret, Bilgi Ekonomisinde Elektronik Ticaret, İTO yayını, 1998 Erkan Hüsnü, Bilgi Toplumu ve Ekonomik Gelişme, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul 1997 Erkan Hüsnü, Bilgi Toplumu ve Bilgi Toplumuna Geçiş, http/ www.bilgi ve toplum com/erkan1.htm Fathy Tarik A., Telecity: Information Tecnology and Its Impact on City Form, Praeger Publishers, New York, 1991 Öğüt Adem, Bilgi Çağında Yönetim, Nobel Yayın, Ankara, 2001 Özçağlayan Mehmet, Yeni İletişim Teknolojileri ve Değişim, Alfa Basım Dağıtım, İstanbul, 1998 Sarıhan H.İnceler, Teknoloji Yönetimi, Desnet Yayınları, İstanbul, 1998 Senn James A., Information Tecnology in Business, Prentice Hall Int New Jersey, 1995 Stewart Thomas A., Entellektüel Sermaye, Mess Yayıncılık, İstanbul, 1997 Tekin Mahmut, Güleş Hasan K., Burgess Tom, Değişen Dünyada Teknoloji Yönetimi, Damla Ofset, Konya 2000 Toffler Alvin, Üçünü Dalga, Çev. Ali Seden, Altın Kitaplar, İstanbul 1998 Yeni Ekonomi, http://foreigntrade.gov.tr/ead/ekonomi/yeni ekonomi.htm Yeni Ekonomi ve İnternet, ASOMEDYA, Eylül 2000
[1] Mahmut Tekin, Hasan K. Güleş, Tom Burgess, Değişen Dünyada Teknoloji Yönetimi, Damla Ofset, Konya, 2000 s.65 [2] Hüsnü Erkan, Bilgi Toplumu ve Bilgi Toplumuna Geçiş, www.bilgi ve toplum.com/erkan1.htm/ [3] İlker Belek, Post-kapilatist Paradigmalar, Sorun Yayınları, İstanbul 1999, s.162 [4] James A. Senn, Information Tecnology in Business, Prentice Hall Int New Jersey, 1995 s.9 [5] Bahadır Akın, ?2000 Yılına Doğru Bilgi Toplumu Üzerine Genel Bir Değerlendirme ve Bilgi Ekonomisinin Özellikleri? Verimlilik Dergisi MPM Yayınları 1999/1 Ankara, s.56
[6] Tekin, Güleş, Burgess, a.g.e., s.72 [7] Hüsnü Erkan, Bilgi Toplumu ve Ekonomik Gelişme, Türkiye İş Bankası Yay. İstanbul 1997 s.73 [8] Alvin Toffler , Üçünü Dalga, (Çev. Ali Seden), Altın Kitaplar, İstanbul 1998 s.32 [9] Tarik A. Fathy, Telecity: Information Technology and Its Impact on CityForm, Praeger Publishers, New York 1991, s.25-26 [11] Hüsnü Erkan ?Bilgi Toplumu ve Bilgi Toplumuna Geçiş?, Bilgi ve Toplum Dergisi, http:?bilgi ve toplum.com/erkan1.htm [12] Veysel Bozkurt, Enformasyon Toplumu ve Türkiye, Sistem Yayıncılık 1996, s.43 [13] Mehmet Özçağlayan, Yeni İletişim Teknolojileri ve Değişim, Alfa Basım Dağıtım, İstanbul, 1998, s.76 [14] Hüsnü Erkan, Bilgi Toplumu ve Ekonomik Gelişme, a.g.e., s.11 [15] Hasan Çoban, Bilgi Toplumuna Planlı Geçiş, İnkılap Kitabevi, İstanbul, 1997, s.12 [16] Bahadır Akın, a.g.e., s.61 [17] Adem Öğüt , Bilgi Çağında Yönetim, Nobel Yayın, Ankara, 2001, s.29 [18] Hüsnü Erkan, Bilgi Toplumu ve Ekonomik Gelişme, a.g.e., ss. 98-99 [19] Bahadır Akın, a.g.e., s.60 [20] H.İnceler Sarıhan, Teknoloji Yönetimi, Desnet Yayınları, İstanbul, 1998, s.164 [21] Yeni Ekonomi, http://foreigntrade.gov.tr/ead/ekonomi/yeni ekonomi.htm [22] Levent Altıntaş , Bilgi Yönetimi ve Değişim www.baltas-baltas.com/kaynakdergiyazi.asp [23] Thomas A.Stewart, Entellektüel Sermaye, Mess Yayıncılık, İstanbul, 1997, s.13 [24] ?Yeni Ekonomi ve İnternet?, ASOMEDYA, Eylül 2000, ss. 38-39 [25] Bahadır Akın, a.g.e., s.67 [26] Adem Ögüt, a.g.e., s.48 [27] Bahadır Akın, ?Dijital Ekonomide Bilişim Teknolojisi Kullanımının İş Ekosistemleri ve Örgüt Yapıları Üzerindeki Etkisi,? Bilişim 2000 Etkinlikleri,İnterpro Yayıncılık İstanbul 6-9 Eylül 2000 [28] Nusret Ekin, Bilgi Ekonomisinde Elektronik Ticaret, İTO yayını, 1998, s.67 [29] Bahadır Akın, ?2000 yılına Doğru Bilgi Toplumu Üzerine Genel Bir Değerlendirme ve Bilgi Ekonomisinin Özellikleri,? Verimlilik Dergisi, MPM Yayınları, Ankara, 1999/1 ss.67-75 [30] Veysel Bozkurt , a.g.e ,s. 147 [31] Hüsnü Erkan , Bilgi Toplumu ve Ekonomik Gelişme, s.216 [32] Veysel Bozkurt, a.g.e., s.149-150 [33] Hasan Çoban, a.g.e., s.19 [34] Veysel Bozkurt, a.g.e., s.154-166 [35] Hüsnü Erkan , Bilgi Toplumu ve Ekonomik Gelişme, s.231-238 |
1 yorum:
İçerik olarak güzel bir paylaşım. Sayfanızda görülen tabloların kaymasının nedeni: tablo kodlarını "satırbaşı" yaparak oluşturmuş olmanız. Bunun için tablo kodlarını "satırbaşı" yapmadan yaparsanız sayfadaki kaymaları önlemiş olursunuz.
İyi çalışmalar
Yorum Gönder